Çin, Tibet’in güneydoğusunda yer alan Yarlung Tsangpo Nehri üzerinde dünyanın en büyük hidroelektrik santralini inşa etmeye başladı. Projenin temeli, 19 Temmuz 2025’te Nyingchi kentinde düzenlenen resmi törenle atıldı.
Dünyanın en büyük hidroelektrik santrali yapılıyor
Başbakan Li Qiang’ın duyurusuyla kamuoyuna açıklanan proje, tamamlandığında 60 gigavat (GW) kurulu güce ulaşacak ve yıllık 300 milyar kilovat-saat elektrik üretecek. Bu miktar, halihazırda dünyanın en büyük hidroelektrik santrali olan Üç Boğaz Barajı’nın üç katına denk geliyor.

Baraj, beş ayrı hidroelektrik üniteden oluşacak şekilde planlandı. Toplam yatırım maliyetinin yaklaşık 1,2 trilyon yuan (167 milyar dolar) olması öngörülüyor. Çin’in 2020’de açıkladığı 14. Beş Yıllık Kalkınma Planı kapsamında gündeme gelen proje, 2024’ün sonunda resmi onay aldı.
Hedeflenen enerji kapasitesi, tek bir tesisin üretebileceği en yüksek hidroelektrik miktarlarından biri olacak. Karşılaştırma yapmak gerekirse, Türkiye’nin faal durumdaki tüm hidroelektrik santrallerinin toplam kurulu gücü yaklaşık 33 GW seviyesinde bulunuyor.
Barajın inşa edileceği Yarlung Tsangpo Nehri, Tibet Platosu’ndan doğarak Hindistan’ın kuzeydoğusundaki Arunachal Pradesh ve Assam eyaletlerinden geçiyor ve Bangladeş’e ulaştığında Brahmaputra adını alıyor.
Nehrin sınır aşan yapısı nedeniyle Çin’in bu adımı, Hindistan ve Bangladeş’te ciddi endişelere yol açtı. Her iki ülkede de su güvenliği, tarım alanları, ekolojik denge ve çevresel sürdürülebilirlik açısından çeşitli riskler dile getiriliyor.
Çin hükümeti ise projeyle ilgili çevresel ve uluslararası kaygıları yatıştırmaya yönelik açıklamalarda bulundu. Barajın yalnızca elektrik üretimi amaçlı kullanılacağı, doğal afetlere karşı önlem niteliği taşıdığı ve bölgesel enerji iş birliğine katkı sağlayacağı ifade edildi. Çin Dışişleri Bakanlığı, projenin herhangi bir siyasi baskı aracı olarak kullanılmayacağını da belirtti.
Buna karşın Hindistan ve Bangladeş’te resmi makamlar ve uzmanlar, barajın ilerleyen yıllarda jeopolitik kriz dönemlerinde bir tehdit unsuru olarak kullanılabileceği yönünde uyarılarda bulunuyor. Nehir debisinin yapay şekilde kontrol edilerek kuraklık ya da taşkın gibi etkiler yaratılabileceği ihtimali tartışılıyor. Uzman görüşlerine göre, özellikle Hindistan’ın kuzeydoğusunda yaşayan milyonlarca kişi için nehir hayati bir kaynak olmayı sürdürüyor.

Çevre örgütleri de projenin Himalaya bölgesindeki hassas ekosistem üzerinde yaratabileceği etkiler konusunda uyarıyor. Bölgede yaşayan hayvan ve bitki türlerinin habitatlarının zarar görebileceği, yerel halkın zorla tahliye edilebileceği ve toprak kaymaları gibi jeolojik risklerin artabileceği ifade ediliyor.
Çin’in şimdiye kadar gerçekleştirdiği en büyük enerji yatırımı olma özelliği taşıyan bu proje, küresel hidroelektrik enerji dengelerinde köklü bir değişim yaratma potansiyeli taşıyor. Ancak proje yalnızca büyüklüğüyle değil, doğurabileceği siyasi, çevresel ve bölgesel sonuçlarla da uzun yıllar boyunca gündemde kalmaya devam edecek gibi görünüyor.